9 Aralık 2008 Salı

ARAFAT MEYDANINDAN

ARAFAT MEYDANINDAN

Lebbeyk Allahumme lebbeyk!..
Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk!..
İnnel hamde vennîmete leke velmulk!.. Lâ şerîke lek!.

Arafat Meydanı...

Burası mekânların en güzeli.. Mekânların en ulvîsi..
Tüm dünya müslümanlarını aynı anda kucaklayan,
Tek tek yürek çırpınışlarından, ilâhi bir koro oluşturan,
Zaman üstü mekân..

İbrahim Aleyhisselâm’ın duasına “Amin” diyen,
Allah’ın çağrısına icâbet eden sevgili kulları,

Bugün burada;
Bir akıl
Bir yürek
Bir ses
Bir bilek olmak için toplanmışlar..

Zulme “hayır!” dedikleri için..
Tâğutlara baş eğmedikleri için,
Gönüller dolusu “Lebbeyk” diyorlar..

Lebbeyk Allahumme lebbeyk!
Allah’ım emrindeyim!
Allah’ım emrine âmâdeyim!

Bu çoşkuyu, bu heyecanı, bu ulvî tabloyu anlatmak mümkün değil..

Yürekler hissediyor ancak.. Yaşamak gerek ancak..

Evet, yaşanılası güzelliklerin hepsi burada..
İnsanlar, sanki yeni bir dirilişin çoşkusunda, heyecanındalar..

Sanki dün, her türlü dünya telâşesiyle, dünya malıyla meşgul olanlar, makamında oturup emir yağdıranlar, çarşı-pazar dolaşanlar, bunlar değil..

Bunlar kutsîler ordusu..
Bembeyaz giysileriyle sanki ruhlar âlemini andırıyorlar..
Rahman’ın buyruğuyla toplanmışlar;

Lebbeyk Allahumme lebbeyk!

Sana geldim Ya Rabbî!.. Giydiğim ihrâmımla; maddeten ve mânen dünyanın tüm zînetlerini bıraktım, yüreğimi gözyaşlarıyla akladım, sana geldim! Kapına geldim Ey Yüceler Yücesi!..

Hüzünlerimi, anlık sevinçlerimi, hırslarımı, hiç bitmeyen, hiç doymayan nefsî arzularımı bıraktım sana geldim, Ey Merhametlilerin en Merhametlisi!..

Sen her zaman benimlesin, bense;Senden gayrı herşeyle olmanın ezici burukluğu, pişmanlığı, gözyaşlarıyla, işte şimdi Seninleyim,

Ey Şefkatlilerin en Şefkatlisi!..

Lebbeyk Allahumme Lebbeyk..
Lebbeyke ve sa’deyk vel hayru kulluhu biyedeyk,
nestağfiruke ve netûbu ileyk..

Biz ki, burada, Kur’an soluklarıyla yeniden dirildik..
Bir daha asla uyutulmamaya and içerek uyandık..
Bizi bağışla Allah’ım!..

Biz ki, ahd-u peymânımızı yenilemeye geldik..
Dünya kirlerinden silkinip, Sana tam kul olmaya geldik..
Bizi bağışla Allah’ım..

Kendi ellerimizle ateşe attığımız çocuklarımız için!..Ağlamayan gözlerimiz, ürpermeyen kalplerimiz, maddeye kilitlenmiş beyinlerimiz için..Bizleri bağışla Yâ Rabbi,

Rahat yataklarımızda, kurulu sofralarımızda, aklımıza bile getirmediğimiz, dünyanın her köşesinde sindirilmeye çalışılan, mazlum müslümanlar için!.. Bizleri bağışla Allah’ım.

“Hiç olmazsa dua edin!” diye haykıran, çığlıkları göklere ulaşan mazlum kardeşlerimiz için, Filistin için, Gazze için bizleri bağışla Allah’ım.

Bize verdiğin cennetleri bir bir tükettiğimiz için bizi bağışla ya Rabbi!

Ömür sermayesini HİÇ e yatırıp hebâ ettik, affet!

Affet Allah’ım!.. Kapına geldik, sonsuz merhametine sığındık!

Şu mekânda, gözyaşlarıyla arınmış olarak,
Ahd-u peymânımızı yeniliyor, yeniden bîat ediyoruz:

Nefsimizin en ince kusurlarına bile vâkıf olan senin huzurunda,

Nefis putlarını tek tek taşlayacak,

Ellerimizde diriliş meş’aleleriyle, yurdumuza döneceğiz,

Tek tek ışıtmak için yürekleri..

Sımsıkı senin ipine sarılacak,
Hepimiz tek vücut, tek ses, tek yürek, tek kuvvet olacağız..

Ne olur affet Allah’ım! Kendine kul kabul et!
Emânetini kabzetmek zamanına kadar
Bizleri emanette emin kıl!


Hac Günlüğümden- Arafat 2002

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR