10 Aralık 2008 Çarşamba

Şiir İnceleme Yöntemi

1. Şiir İnceleme Yöntemi

a. Şiir ve Zihniyet


Hazırlık Çalışmaları
1 –yazıldığı dönemin zihniyetini belirgin ve kabul edilmiş sanat zevki ve anlayışıyla, aynı konu ve tema etrafında farklı dönemlerde dile getiren şiir metinlerini araştırınız.
2- gruplara ayrılarak, bulduğunuz şiirlerdeki dönemin zihniyeti, sanat anlayışı, sosyal ve kültür yaşamına ait özellikleri tartışınız.


İNCELEME
UYGULAMA

İLAHİ

Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne âkilem ne divane
Gel gör beni aşk n’eyledi

Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk n’eyledi

Mecnun oluban yürürüm
Ol yarı düşte görürüm
Uyanıp melül olurum
Gel gör beni aşk n’eyledi

Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost ilinden avareyim
Gel gör beni aşk n’eyledi

Yunus Emre

1. Yunus Emre hangi dönemde yaşamıştır? Araştırınız.
2. Şiirde nasıl bir aşk duygusuyla karşılaşmaktayız? Bu aşkı günümüzde görmek mümkün müdür?
3. Hoca Ahmet Yesevi,,Mevlana gibi bilge kişilerin şiirleri ve hikmetli sözleri de Yunus Emre’nin şiirine biçim, tema ve söyleyiş bakımından benzer. Bu benzerliğin sebebi dönemin zihniyetinden mi kaynaklanmaktadır? Tartışınız.
4. Yunus’un yukarıdaki şiirinde Allah’a ulaşmak arzusu sevgi ile birleşmiştir. Bu anlayışın döneme hâkim olan sosyal ve siyasal düşünce ile bir ilgisi olabilir mi? Araştırınız.
5. Yunus Emre’nin şiirinde halka özgü bir söyleyişin varlığı da hemen dikkati çekmektedir. İlahi tarzında halkın konuşma diline yakın söyleyişin 13. yüzyılda, hâkim sanat anlayışı olduğunu söyleyebilir miyiz. Hoca Ahmet Yesevi’nin hikmetleri ile karşılaştırarak söyleyiniz.


ANLAMA YORUMLAMA


KOŞMA

Bülbül ne yatarsın yaz bahar oldu,
Çağrışıp ötmenin zamanı geldi.
Serviler yeşerdi çiçekler doldu,
Cana can katmanın zamanı geldi.

Benim yarim yanakları allıdır.
Ak elleri deste deste güllüdür.
Dertli olan bakışından bellidir.
Her derdi atmanın zamanı geldi.

Firkatle ağlayıp şevkle gülünce,
Gözümden dökülen yaşı silince,
Bir dilberin elin ele alınca,
Yaylaya çıkmanın zamanı geldi.

Aşık Gevheri de gider dostuna.
Gidi rakiplerin bize kasdı ne?
Evvel bahar çayır çemen üstüne,
Sarılıp yatmanın zamanı geldi.

GEVHERİ



1. Gevheri’nin 17. yüzyılda yazılmış koşmasında işlenen konu nedir? Aşka ve doğaya bakışı günümüzle karşılaştırınız.
2. “yaz bahar oldu”, “serviler yeşerdi”, “çiçekler doldu”, “yaylaya çıkma”, çayır çemen üstüne sarılıp yatma” söz grupları sizlere nasıl bir yaşama tarzını hatırlatmaktadır? Tartışınız.
3. “Deste deste gül”, “yanakları allı”, “firkatle ağlama”, “şevkle gülme” söz grupları sevgilinin özelliklerini dile getirmek için mi, bir dönemin zevkini ve anlayışını dikkatlere sunmak için mi kullanılmıştır? Zihniyet kavramı çevresinde açıklayınız.
4. Gevheri’nin koşmasını Karacaoğlan, Dertli, Aşık Ömer gibi şairlerin şiirleriyle, mısra sonlarındaki ses benzerlikleri, söyleyiş bakımından karşılaştırınız. Ortak özelliklerin bir dönemin veya zevkin kültür ve sanat anlayışından ortaya çıkıp çıkmadığını tartışınız.
5. Yukarıdaki koşmayı Yunus Emre’nin şiiriyle, şekil bakımından karşılaştırdığınızda hangi ortak noktalarla karşılaşıyorsunuz? Belirleyiniz.
6. Şiirin son bölümünde şairin ismi geçmektedir. Yunus Emre’nin ve diğer halk şairlerinin şiirlerine de bakarak bunun şairin tercihinden mi, bir gelenekten mi kaynaklandığını tartışınız.



Vâveylâ’dan

Git, vatan Ka’be’de siyaha bürün!
Bir kolun Ravza-yi Nebî’ye uzat!
Birini Kerbelâ’da Meşhed’e at!
Kâinâta o heyetinle görün!
O temâşâya Hak da âşık olur.
Göze bir âlem eyliyor izhâr
Ki cihandan büyük letâfeti var.
Ol letâfet olunsa ger inkâr
Mezhebimce demek muvafık olur:
Aç, vatan! Göğsünü ilahına aç!
Şühedânı çıkar da ortaya saç.


Vâveylâ: Feryat, çığlık
Ravza-yi Nebî: Peygamberlerin bahçesi
Meşhed: Şehit düşülen yer, mezar
Kâinât: Evren
heyet: Topluluk
temâşâ: Seyir
izhâr: Ortaya çıkma
letâfet: Güzellik
muvafık: Uygun
şühedâ: Şehitler

(Bu şiir, biçim bakımından Batı modelinin esas alındığı ilk şiirdir. Dolayısıyla, biçim olarak, bir geleneği temsil etmekten çok, bir geleneği oluşturma özelliği taşır.)

1. Şiirde işlenen konu ile 1870’li yılların Osmanlı İmparatorluğu arasında bir ilgi kurulabilir mi? Araştırınız.
2. Ka’be, Ravza-yi Nebi, Kerbelâ, Meşhed, Hak sözlerini Osmanlı İmparatorluğunun siyasal ve sosyal yapısıyla birlikte düşününüz. Bunun dönemin düşünce yapısıyla ilgisini söyleyiniz.
3. Şair, vatana acıma duygusu, hayal, izlenim tarzında mı yaklaşmaktadır? Yoksa vatanından gurur duyan bir insan mı vardır? Bu iki duygu halini karşılaştırınız.
4. “Ki cihandan büyük letâfeti var” ve “Şühedânı çıkar da ortaya saç” mısraları size Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili neleri hatırlatmaktadır?






DEĞERLENDİRME

PİA’DAN


ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
ne olur sabaha karşı rıhtımda
seslendiğini duysam pia’nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş, soluk
ellerini tutabilsem pia’nın
ölsem eksiksiz ölürdüm

(Attilâ İlhan)


1. Parasızım”, “pasaportsuzum”, “yağmurluk” kullanımları için şiirin yazıldığı dönemin hayatından izler taşımaktadır diyebilir miyiz? 1950’lerin Türkiye’sini düşünerek cevaplayınız.
2. Şiirde noktalama işaretleri niçin kullanılmamaktadır? Aşağıdaki düşüncelerden hangisine katılıyorsunuz?
a. Şair, şiiri okuyanın noktalama işaretleriyle yönlendirilmemesi, herkesin şiiri istediği tarzda yorumlaması için noktalama işaretlerini kullanmamıştır.
b. İnsan bilinç altının akışına engel olduğu gerekçesiyle Sürrealizm akımının etkisinde kalındığı için noktalama işaretleri kullanılmamıştır.
c. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra savaşı protesto için şairce bir tepki bakımından kullanmamıştır.
3. Bu şiirin 1950’li yılların kültür ve sanat anlayışıyla ilişkisini araştırınız.
4. Büyük şehir insanının kaçış, arayış, serüven tutkusunu işleyen başka şiir ve romanlar hatırlıyor musunuz?


Açıklamalar

Zihniyet; toplumların bünyelerindeki insanların görüş ve inanışları doğrultusunda belirledikleri düşünme ve yaşama tarzıdır.

Bu düşünme ve yaşama tarzı zamana bağlı olarak değişiklik gösterir. İnsan etkinliği olan sanat eserleri oluşturuldukları dönemin izlerini taşırlar.

Dille gerçekleştirilen güzel etkinliği olan sanat edebiyat eserleri de yazıldıkları dönemin özelliklerini çeşitli bakımlarından yansıtırlar. Bunlar sosyal ve siyasal olaylar, kültür, sanat, bilimsel ve teknik düzey, yaşama biçimi, eğitim anlayışı, inanç sistemidir. Bu bakımdan zihniyet bir dönemdeki sosyal, siyasal, askerî, dinî, adlî güçlerin; sivil toplum örgütlerinin, ticaret hayatının, eğitimin hep birlikte oluşturduğu ortamdır. Bu ortamın duygu, kültür ve zevk bütünlüğüdür.

Şiirler, yazıldıkları dönemin etkin tema, ses, söyleyiş, yapı, imge ve dil özellikleri iç içedirler.

Şairler de yaşadıkları dönemin içerisinde yetişmiş olduklarından kendi dönemlerinin sosyal, siyasal ve kültürel hayatının özelliklerini yansıtırlar. Bunu yaparken daha önce yazılmış şiirleri örnek alırlar. Daha doğrusu kendisine kadar gelmiş olan gelenekten yararlanırlar.

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR