10 Aralık 2008 Çarşamba

Şiir İnceleme Yöntemi

GAZEL

Demiş her goncaya âşıklığım râzın sabâ derler
İl ağzın dutmak olmaz korharam ey gül sana derler
(Diyorlar ki, bahar rüzgarı goncalara benim aşık olmamın sırrını açmış. El ağzını kapayamazsınız, ey gül korkarım ki bu sırrı sana da derler.)

Esir-i derd-i ışk u mest-i câm-ı hüsn çok amma
Biziz meşhur olan Leylâ sana Mecnûn bana derler
(Aşk derdinin esiri ve güzellik kadehinin sarhoşu olan çoktur. Ama meşhur olan biziz: Sana Leyla, bana da Mecnun derler.)

Senin mihr ü vefâ gösterdiğin ağyâra çok gördüm
Galatdur kim seni bî-mihr okurlar bî-vefâ derler
(Başkalarına sevgi ve vefa gösterdiğini çok gördüm. Bu bakımdan sana sevgisiz ve vefasız demelerine alışmışızdır ama bu doğru değildir.)

Bana derlerdi evvel bir melektir sevdiğin hâlâ
Görenler sen fakire gökten inmiş bir belâ derler
(Önceleri bana, senin sevdiğin bir melektir derlerdi. Şimdi ise aslında fakir olan senin için gökten inmiş bir beladır demektedirler.)

Fuzûlî âşıka anlar ki derler terk-i aşk eyle
Demezler mi hatâ tağyir kıl hükm-i kazâ derler
(Fuzuli, âşıka aşkı terk et diyenler yanlış konuşurlar. Bunu söylemekle Allah’ın kazasının hükmünü değiştir demek arasında fark yoktur.)

Fuzuli

1. Yukarıdaki şiirde ses ve anlam kaynaşmasından oluşmuş birimler hangileridir? Bu birimlerin ortak adı nedir?
2. Mısra sonlarındaki ses benzerlikleri ve ölçü bakımından birimler arasında bir birliktelik var mıdır? Bu yapıdan kaynaklanan bir özellik midir?
3. Şiirin kafiye ve ölçüsü birimlerin kendi içerisinde anlam bakımından da bir bütün oluşlarına neden oluyor mu? Birimleri tek tek ele alarak açıklayınız.
4. Birimler anlam bakımından birbirine nasıl bağlanmışlardır? Birimlerin anlamları üzerinde düşünerek ve paragraf paragraf bir metin oluşturur gibi bütüne doğru giderek belirleyiniz.
5. Divan edebiyatından bir örnek olan gazelle Rıfat Ilgaz’ın Uçurtma adlı şiirini karşılaştırınız. Kullanılan ölçü ve ses ile birimlerin oluşturulmasındaki farklılıkları gösteriniz.







EVİM

Dedemden yadigâr olan bu evi
Kışın fırtınası, yazın alevi
Daha ben doğmadan ihtiyarlatmış...

Fikrim bir hulyaya bazı dalar da
Düşünür derim ki; bu odalarda
Kimbilir kaç kişi oturmuş, yatmış.

Şimdi bir ben varım, bir de annem var,
Zaten ondan başka dünyada nem var!
Benim ömrüm onun, onunki benim...

Senelerden beri akşam oldu mu,
Donuk gözleriyle ıssız yolumu
Ondan başka yok ki bir bekleyenim...

Yusuf Ziya Ortaç


1. Yukarıdaki şiirin birimlerinin her birinde evin farklı bir boyutuyla ele alındığını görmekteyiz. O halde yapıyı oluşturan birimlerin birleştiği anlamın en kısa ifadesinin bu şiir için ev olduğunu söyleyebilir miyiz? Şiirin birimlerine bakarak düşüncelerinizi söyleyiniz.
2. Şiirdeki birimleri birleştirerek temayı bulma yoluna gidiniz. Her birimde temanın hangi yönüyle ele alındığını belirleyiniz.
3. Şairin dedesinden kalan evine, bir aile yadigârı gözüyle bakışı; evin bir ailenin tarihiyle ilgisi olarak değerlendirilebilir mi? Şiirin ilk bölümünü bütünle ilişkilendirerek cevaplayınız.
4. Kendi hayatına ve hatıralarına ait bir duygulanma ile evine bakan şair; evlerin insan hayatındaki önemini nasıl ortaya koymaktadır? Açıklayınız.
5. Üçüncü bölümde annesine olan sevgisini ve hayattaki yalnızlığını nasıl anlatmaktadır? Evin burada yüklendiği fonksiyon nedir?
6. Şair, son bölümde ise evini dert ortağı olarak görmektedir. Yusuf Ziya Ortaç’ın Cumhuriyet yıllarında yazdığı bu şiirde, şairle, yaşlanmış bir insanın evine sığınışı bakımından ilgi kurulabilir mi? Hecenin beş şairinden biri olarak anılan Yusuf Ziya Ortaç’ın, yaşlılık döneminde hatıralarına ve bu hatıraların yaşadığı evine sığındığını söyleyebilir miyiz? Araştırınız.











RÜZGAR


Şimdi bir rüzgar geçti buradan
Koştum ama yetişemedim.
Nerelerde gezmiş tozmuş
Öğrenemedim.

Besbelli denizden çıkıp
Kıyılar boyunca gitmiştir.
Tuz kokusu, katran kokusu, ter kokusu
Yüreğini allak bullak etmiştir.

Sonra başlamış tırmanmaya dağlara doğru
Bulutları koyun gibi gütmüştür,
Okşayıp otları yaylalarda
Büyütmüştür.

(Cahit Külebi)



1. Yukarıdaki şiirde bir insanın doğayla, daha dar bir anlatımla rüzgarla olan duygu bağı nasıl anlatılmaktadır? Sizin rüzgar değerlendirmenizle karşılaştırınız.
2. Rüzgarın insana olan etkisi, üşütme, titretme gibi etkisi yerine; şairin “gezmiş tozmuş”, “öğrenemedim” “allak bullak”, “bulutları koyun gibi gütmek”, “otları yaylalarda okşamak” söz ve söz grupları ile anlatmasını nasıl açıklayabilirsiniz? Düşüncelerinizi söyleyiniz.
3. Rüzgarın bu tarzda değerlendirilmesine, gerçekliğin şaire özgü bakış açısıyla dönüştürülerek verilmesidir diyebilir miyiz? Veya bu bakış tarzı Cahit Külebi’ye özgüdür tanımlamasını yapabilir miyiz? Tartışınız.
4. Burada şair koşmak, gezmek, tozmak, gitmek, allak bullak, gütmek, okşamak sözcüklerine yeni anlamlar yüklemiş midir? Şiirden hareketle açıklayınız.
5. Rüzgarın bulutları gütmesi, kıyılar boyunca gitmesi, yaylalarda otları okşaması ve büyütmesi şaire özgü bir sezgi ve tasarım mıdır? Buna dış gerçekliğin şairce dönüştürülerek yeniden yorumlanması da diyebilir miyiz? Tartışınız.
6. Bir rüzgarın insanın yanından geçişi, sahilde kıyılar boyunca ilerlemesi ve dağ başlarına gitmesi karşılaşabileceğimiz türden midir? Bir insanın bunu görebilmesi mümkün müdür? Şairin burada bize sezdirdiği başka duyguları olabilir mi? Yorumlayınız.
7. Şair, rüzgarın yolculuğunu anlatma yoluyla mı duyguları aracılığıyla bize aktarmaktadır? Bu bakımdan da buradaki gerçekliğin bireysel olduğunu söyleyebilir miyiz? Açıklayınız.
Şairin dünya görüşü ve hayata bakış tarzı gerçekliğin yorumlanarak dönüştürülmesinde etkili midir? İnsan ve tabiat sevgisinin bu şiirdeki yeri nedir? Şiirin size sunduğu anlam çevresinde belirtiniz.




İNCELEME
GAZEL

Lâle hadler yine gülşende neler etmediler
Servi yürütmediler gonceyi söyletmediler
Lâle yanaklılar yine gül bahçesinde neler etmediler ki; selvi yürütmediler, gonca söyletmediler.


Taşradan geldi çemen sahnına bigâne deyü
Devr-i gül sohbetine lâleyi iletmediler
Dışardan çimenlik sahnesine geldiği için, , yabancıdır diyerek, laleyi, ilkbahar mevsimi sohbetine götürmediler.

Adeti hûbların cevr ü cefâdır amma
Bana ettiklerini kimselere etmediler
Güzellerin işi sitem ve eziyet etmektir amma, bana ettiklerini de kimselere etmediler.

Hamdülillâh mey-i can bahş ile sâkîlerimiz
Ab-ı hayvân ile kevser suyun istetmediler
Allâh’a şükür sakilerimiz ruh bağışlayan şarabı sunarak, ölümsüzlük suyu ile kevseri aratmadılar.

Ey Necâtî yürü sabr eyle elinden ne gelir
Hûblar cevr ü cefâyı kime öğretmediler
Ey Necâtî! Yürü sabret, elden ne gelir; güzeller sitem ve eziyeti kime öğretmediler.

(Necâtî Bey)

1. Yukarıdaki şiir XV. Yüzyılda kaleme alınmıştır. Çağrışım ve söyleyiş bakımından bu şiirin Divan şiirine has geleneği temsil ettiğini söyleyebilir miyiz?Niçin?
2. Lâle, gülşen, servi, gonce, çemen, devr-i gül söz ve söz grupları neyi simgelemektedirler? Simgelenen bu zaman diliminin Divan şiiri geleneğindeki yeri hakkında neler biliyorsunuz? Araştırınız.
3. Divan şiiri niçin bir gelenektir? Yukarıdaki şiiri de hareket noktası alarak, bu dönem şiirlerinin özelliklerini açıklayınız.
4. Necâtî ismi niçin son beyitte söylenmektedir? Bir gelenek midir, yoksa yalnızca bu şiire ait kullanım mıdır? Bulacağınız gazellerle karşılaştırınız.
5. Şiirin kafiye yapısına bakınız. Bu kafiye yapısını Fuzuli, Baki ve Nedim’den seçeceğiniz birer gazelle karşılaştırınız.


NERDESİN

Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: - Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşığıyım beni çağıran bu sesin.

Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgârlara karışır gider,
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: - Nerdesin?

Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana "Gel!" desin.

Ahmet Kutsi TECER


1. Şiirin iletisi gizemli ses çevresindedir. Şairin iç dünyasında duyduğu, ama nereden geldiğini bilemediği gizemli bir sesin sizde uyandırdığı ilk izlenim nedir?
2. sesin şairi çağırması, uykularından uyandırması, ürpertip kendine âşık etmesi, artık bu sesi sürekli duymak istemesi şiirde açıkça dile getirilmekte midir? Şiiri bu anlamların dışında ayrılığın getirdiği acı şeklinde anlamlandırmak da mümkün değil midir? Tartışınız.
3. Okuduğunuz şiirde, kaynağı belirsiz bir sesten söz edilmektedir. Bu sesin ne olduğu ve nereden geldiği konusunda neler söyleyebilirsiniz. Bu şiirde kullanılan "ses" imajı herkes tarafından farklı yorumlanabilir mi? Düşüncelerinizi karşılaştırınız.
4. Yıllardır süregelen bir şekilde insanın içini ürperten ve geceleyin uykuyu bölen bir “ses” var olabilir mi? Yorumlayınız.
5. İkinci dörtlükte bu “ses”in şairi etkisi altına alışı ve onunla ruh bütünleşmesi, son dörtlükte ise gizemli “ses”e teslim oluşu anlatılmaktadır. Şiir, bizim bu düşüncelerimiz dışında bir mesaj iletmekte midir? Farklı yorumlar yapmaya çalışınız.





















AYSEL GİT BAŞIMDAN

aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum
benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın
hiç bir dakikamı yaşayamazsın
aysel git başımdan ben sana göre değilim
benim için kirletme aydınlığını
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

ıslığımı denesen hemen düşürürsün
gözlerim hızlandırır tenhalığını
yanlış şehirlere götürür trenlerim
ya ölmek ustalığını kazanırsın
ya korku biriktirmek yetisini
acılarım iyice bol gelir sana
sevincim bir türlü tutmaz sevincini
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

sevindiğim anda sen üzülürsün
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş
uzak yalnızlık limanlarına
aykırı bir yolcuyum dünya geniş
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş
sakın başka bir şey getirme aklına
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan seni seviyorum

Attilâ İlhan


1. Şiir teması ve söyleyişiyle hangi dönemin zihniyetini yansıtmaktadır? Cumhuriyetin ilk yıllarındaki şiir ile Attilâ İlhan’ın yukarıdaki şiiri arasında söyleyiş ve tema bakımından ilk bakışta hangi farklılıklar vardır? Karşılaştırınız.
2. Şiirdeki birimleri belirleyiniz. Bu birimlerin hangi ölçütlerle oluşturulduğunu söyleyiniz.
3. Mısra sonlarında ses benzerlikleri bulunmak mıdır? Bu ses benzerlikleri belirli bir düzenle mi, gelişigüzel mi yer almaktadır? 1950 ve 1960’lı yılların hakim şiir anlayışı çevresinde açıklayınız.

4. Şiirde belirli bir ahenkten ve ritimden söz edilebilir mi? Niçin?
5. Şiirdeki ahenk ile yapı ve tema arasında bir bütünlük var mıdır? Tekrar okuyarak cevaplayınız.
6. “Git başımdan” ile “ben sana göre değilim” sözleri arasındaki ilişkiyi inceleyiniz. Hemen altındaki “ölüm” kelimesi ile bu sözler arasında bir ilişki kurulabilir mi? Açıklayınız.
7. Bir insan kendisi için “kötüyüm” ve “çirkinim” sözlerini kullanabilir mi? Tek başına ve şiirin bütünü içersinde değerlendiriniz.
8. “Hiçbir dakikamı yaşayamazsın” mısrası, bir uyuşmazlığı mı gözler önüne sermektedir?
9. Şiiri okuduğunuz zaman, şairi ve sevgilisini nasıl birer çevre ve sosyal konum içersinde düşünebilirsiniz?
10. “Ölmek ustalığı”, “korku biriktirmek yetisi” ve “acılar”; “ben”in yaşadığı hayat hakkında birtakım bilgiler verebilir mi?
11. Şiiri ümitsizlik, korku, beklenti ve aşk problemi çevresinde değerlendirmeye çalışınız. Aşkta imkânsızlığın kaynağını bu noktada arayınız.
12. “Sakın bir şey getirme aklına” mısrası, şairle sevgilisi arasındaki ilişkinin mahiyeti hakkında bilgi verebilir mi?
13. Son mısradaki “seni seviyorum” sözünü söyleyiş, ahenk ve anlam bakımından yorumlayınız.
14. Şiirin başlığıyla teması arasında bir ilişki var mıdır? Daha önce okuduğunuz şiir başlıklarıyla karşılaştırınız.
15. Bu şiirin sizde uyandırdığı duyguları yazınız.
16. Bu şiirin Attilâ İlhan’ın hayatı ve yaşama tarzıyla bir ilişkisi var mıdır? Şairin Emperyal Oteli, Pia, Şahane Serseri gibi şiirlerini de okuyarak aşka bakışında ortak bir yönün olup olmadığını tartışınız.

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR