8 Şubat 2009 Pazar

MODERN EBU CEHİLLER

MODERN EBU CEHİLLER


Elli yıldır İslâm’ı hiç bilmedikleri, anlamadıkları halde ona saldıranlara karşı mücadele ediyorum. Dikkat ederseniz İslam’a saldıranlar, İslam’a karşı gelenler, bu zıtlıkların nedenini bir türlü izah edemezler. Yürekten inancım odur ki, bu millete İslâmiyet rahat ve sakin bir ortamda tek tek anlatılsa, İslâm cephesine geçmeyen bir insan kalmayacaktır. Şer cephede olanlar bu gerçeği çok iyi bildikleri için hep iftiralar, yalanlar laf kalabalıklarıyla gerçekleri gözden kaçırmak istiyorlar. Batının çürümüş felsefesinden aldıkları yanlış kavramlarla insanları İslâm’dan koparmanın kavgasını veriyorlar.

Bu görüntü İslâmiyet’in doğduğu yıllarda Mekkeli kâfirlerin isyanlarına tıpa tıp benzemektedir. Ebu Cehil ve şürekâsı bütün gayretini Efendimiz (s.a.v)'in sözlerini halka duyurmamakla yoğunlaştırdı. İlahi hikmet bütün dinleri, siyasi otoritelere karşı mücadele zeminini oturtmuşken (Hz. İsa; Roma, Hz Musa Firavun, Hz. İbrahim Nemrut) Fahri Kâinat Efendimizi cehle karşı mücahede, mücadele noktasından yansıtmıştır. Bilindiği gibi Ebu Cehil, cahiller babası anlamına gelir. İslamiyet o kadar bilimsel ve gerçek bir güçtür ki, onun karşısına akıl, bilgi mantık gibi zihnin ilahi güç kaynaklarıyla çıkamazsınız. Onu dinleyen herkes, İslam’a karşı bir yakinlik cereyanına kapılır. Bu yüzden bütün şer güçler iddialı bir şekilde İslâmiyet’i gözlerden ve kulaklardan uzak tutma çabası içindedirler. Ebu Cehil'den bu yana İslâm düşmanları bu iğrenç bayrak yarışını aynı iğrenç ölçüler içerisinde sürdürüp gitmektedirler.
MÂNÂYA ve Allah'a inanmadıkları için uydurma reçetelerle uyuşturup bayılttıklarını zannettikleri millet, dirilme belirtisi gösterdikçe de, "Bunları kim diriltiyor" diye sebep arıyorlar. Ben size dirilteni haber vereyim. Bu milleti ölümsüz şifa kaynağı Kur'an diriltiyor... Ve diriltmeye devam edecektir.Ebu Cehil, sizin metotlarınızın belki de daha şiddetlisi ile ve yüz bine yakın taraftarı ile on iki yıl üç yüz mü'mini sindiremedi. Bugün ise milyonlarca mü'min, Kur'an-ı teneffüs ederek dirilip var olmanın heyecanını ve hazzını yaşıyor.Ey modern Ebu Cehiller! Yakın çağ tarihinden başlayarak tüm Osmanlı ve Selçuklu tarihini okuyup öğrenin. İslam heyecanının ne demek olduğunu fark edin.



İslâmiyet’in ilk ayetlerinin "oku" emriyle başlayıp, ilmi farz kılan satırlarla emredilmesinin hikmeti, cehalete karşı açılan büyük savaşın temel parolasını vermektir. Hz. Ebu Talib'in kâfirlere söylediği çok önemli bir cümle vardır. "Siz onu dinlemediniz, dinlemekten korkuyorsunuz" İslâm üzerinde özellikle son yüzyılda yoğunlaşan düşmanlığında ana sloganı "dinleme dinletme" parolasıdır.

Zahiri görüntüleri ne olursa olsun, istedikleri kadar yapmacık aydın ve bilim adamı kıyafeti giyerlerse giysinler, İslâm düşmanlarının tümü eski deyimle cehl-i mürekkeptir. Yani bilgisizliğin karesidir. Yüce dinimizi anlayabilmek için, yüce kitabımızı kavrayabilmek için, mutlaka çok iyi fizik, biyoloji ve tarih kültürüne sahip olmak lazım getir Günümüzde İslâm düşmanlığı yapan, bilim adamı geçinen Ebu Cehil müsveddeleri ise, bu üç ilimden de tam manası ile yoksundurlar. Çeşitli içtimai mevzularda siyasi hedefler gösteren böyleleri kesinlikle değil, dünya tarihini bilmek Osmanlı tarihi, hatta yakın çağın tarihini dahi bilmemektedirler.

Dünyanın hiç bir ülkesinde kendi tarihinden bihaber bir soytarıyı içtimai veya siyasi konularda konuşturmazlar, yazı yazdırmazlar.

Yeni doğan Türk devletini kültüründen koparmak için Batı'nın kin ve hınç dolu iddialarını temsil eden kitaplardan, makalelerden kendi tarihini kaosa benzeten modern Ebu Cehiller, ilim adına biraz utanç duyarak hiç değilse kendi tarihlerine, Osmanlı arşivindeki sağlam kaynaklara sahip çıkmak zorundadırlar.

Bugün gençlerimize okutulan tarih kitapları, İslâm düşmanlarının eli yağlı kara iddiaları ile kirlidir. Sosyoloji kitapları ise, marksist sosyolojinin kapitülasyonunda hazırlanmıştır. İnanmazlarsa Amerika'da marksist sosyolojiye karşı alternatif olarak hazırlanan sosyoloji kitaplarını okusunlar.
Bu söylediklerimizin en iyi örneği, tarihi çağlara ayıran kavramları bu milletin yeni kuşaklarına benimsetme tarzlarıdır. Bizim milletimiz İslamiyet’le tanıştığı andan itibaren ne ortaçağı ne de, yeniçağı, ne de son çağ evreleri geçirmiştir. Avrupa'nın çürük tarihi yapısı içerisinde cehaletin, kilise zulümlerinin ve derebeylerin cirit attığı günler için bir ortaçağ kavramı gündeme getirmek mümkündür. Fakat aynı yıllarda Osmanlı'nın ilk dönemi ve Selçuklu devrini yaşayan milletimiz, bugün insanlığın ulaştığı içtimai yapıdan daha sağlıklı, daha adaletli ve daha özgür bir yaşam içindeydi. Ve derebeylik sistemi de bizim toplumumuza hiçbir şekilde yansımış değildi. Batı'nın rönesans kalıbı ile kendisini bize benzetmek için yaptığı çabayı gülünç bir şekilde kendimize ait bir evre olarak nasıl kabul ederiz.

Bu çok büyük gerçeği kendi milletine bir şeref vesikası olarak aktarmayan kişilere Ebu Cehil demekten başka ne imkân vardır? Bizim milletimizin kavgası bin yıldır Batıya onların yeniçağ dediği uygarlığı yansıtma kavgasıdır. Yıllar boyu bu uğurda can vermiş, kan vermiş bir milletin insanlarının karşısına geçerek "senin kültüründe, inancında, iş yok. Gel sen de Batılılar gibi manevi değerleri inkâr et. Arkana bir it tak, sokaklarda dolaş demenin" iğrenç görüntüsü, insanımızı manen yaraladıkça ve tepkilerini inananlar etrafında toplanmakla gösterdikçe, bu Ebu Cehil müsveddeleri çıldırıyor.

Mânâya ve Allah'a inanmadıkları için uydurma reçetelerle uyuşturup bayılttıklarını zannettikleri millet, dirilme belirtisi gösterdikçe de, "Bunları kim diriltiyor" diye sebep arıyorlar. Ben size dirilteni haber vereyim. Bu milleti ölümsüz şifa kaynağı Kur'an diriltiyor... Ve diriltmeye devam edecektir.

Ebu Cehil, sizin metotlarınızın belki de daha şiddetlisi ile ve yüz bine yakın taraftarı ile on iki yıl üç yüz mü'mini sindiremedi. Bugün ise milyonlarca mü'min, Kur'an-ı teneffüs ederek dirilip var olmanın heyecanını ve hazzını yaşıyor.

Ey modern Ebu Cehiller! Yakın çağ tarihinden başlayarak tüm Osmanlı ve Selçuklu tarihini okuyup öğrenin. İslam heyecanının ne demek olduğunu fark edin. Sonra da fizik, biyoloji bilgilerinizi tazeleyerek Kur'an’ın akıl almaz mucizeleri karşısında ona teslim olun ki, size Ebu Cehil demesinler. Ebul Hakem desinler.

Onk. Dr. Haluk Nurbaki / 17.08.

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR