4 Temmuz 2009 Cumartesi

AK Parti ve Gülen’e sahip çıkmak

AK Parti ve Gülen’e sahip çıkmak.
16.06.2009

Taraf Gazetesi’nin açıkladığı “gizli belge” tozu dumana kattı. Belgenin içeriği oldukça vahim. Belgeyi hazırlayanlar AK Parti ve Gülen Grubu’nu yıpratmak için her şeyi düşünmüşler. Hatta Kurtlar Vadisi’nin yönlendirilmesi bile hesaba katılmış. Peki bu durumda nasıl bir tavır almalıyız?

AK Parti halkın oylarıyla seçilmiş meşru bir iktidardır.

Gülen Grubu kabul edersiniz yada etmezsiniz, samimi olduğunu veya olmadığını düşünüyor olsanızda bu ülkenin gerçeği ve binlerce mensubu var. Hatta karşı olanların bile çocuklarını emanet ettikleri bir eğitim başarısı var. Etrafınızda cemaate karşı olan ama çocuklarını Gülen Grubu’nun okullarında ve dersanelerinde okutan yüzlerce insan rastlamanız mümkün.

Bu belgeyi hazırlayan ve planlayanların amaçlarının Türkiye’de olağanüstü bir zemin oluşturmak ve halkın iradesi ile seçilmiş bir siyasi partiyi darbe yoluyla yıkmaya çalışmasına karşı çıkmak boynumuzun borcudur. Belgenin nasıl ele geçirildiği ve içeriği konusunda şüpheleriniz olabilir ama darbelerden ve darbecilerden çok çekmiş bir toplum olarak darbeye ve darbecilere açıkça tavır koymak zorundayız.

Bu duruma karşı tavır koymak AK Parti ve Gülen’i savunmak anlamına gelmediğini artık anlamalıyız. Burada önemli olan darbeye karşı durmaktır. Bazıları bizi 28 Şubat’ta yalnız bırakmış olsa da biz onların bize yaptığını yapamayız. Bazıları gavura gösterdiği hoşgörüyü bizden esirgese de biz inancımız ve köklü tarihi geleneğimiz gereği darbecilere karşı çıkacağız.

AK Parti demek Gülen demek değildir.

Gülen demekte AK Parti demek değildir.

Siyaset ve cemaat ilişkisi karşılıklı denge üzerine bina edilir. Bunu bir kenara not edin. Konjönktür değiştiğinde “reel politik” neyi gerektiriyorsa her iki tarafta gereğini yapacaktır. Gülen Grubu ve AK Parti koalisyonu karşılıklı güç ve dengelere dayanmaktadır. Eğer o dengeler sarsılırsa her iki tarafında nasıl bir tavır ortaya koyacağını hep birlikte göreceğiz.

Fakat bizim durduğumuz noktadan bakıldığında, hem AK Parti, hemde Gülen Grubu’na karşı gerçekleştirilmek istenen bu darbe ve gayri meşru hareketlere sonuna kadar karşı duracağız. AK Parti’nin yanlışlarına karşı eleştirilerimiz elbette devam edecek. Gülen Grubu’nun siyasete ilişkin ortaya koyduğu “siyaseti içselleştirme ve cemaatin geleceğini bir partiyle özdeşleştirme” pratiğine karşı elbette eleştirmeye devam edeceğiz.

Taraf Gazetesi’ne askeri mahkemenin müdahale etmesinin doğru bir davranış değildir. Bu tür olaylara neden sivil bir mahkeme değilde askeri mahkemeler bakıyor doğrusu AK Parti önce bunu düzeltmelidir. AK Parti yeni anayasa ve sivilleşme konusundaki adımları geciktirdikçe bu tür olağanüstü durumların oluşmasını engellemek zordur.

Artık hepimiz sivilleşmeyi ve darbecilere karşı durmayı içimize sindirmeliyiz. Bunu iktidarda AK Parti var diye Milli Gazete Yazarı Hasan Ünal gibi “sun’i gündem” diyerek ötelersek kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan öte birşey yapmış olmayız.

Birilerinin geçmişte işlediği cürümler bizimde hata yapmamızı gerektirmez.

Ne demek istediğimi arif olan anlar…


Bu Yazı 2836 Kez Okunmuş

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR