15 Kasım 2008 Cumartesi

ÜSTADIN VASİYETİ

ÜSTADIN VASİYETİ

1- Bu vasiyet,çoluk-çoğumun ve şahsi yakınlarımın dar ve hususi
kadrosundan ziyade,onların da içinde olduğu geniş ve umumi zümreyi
muhatap tutuyor.Başta gerçek Türk'ün ruh köküne bağlı yeni gençlik,
şu kadar yıllık mücadele hayatımda beni okumuş veya dinlemiş her
fert, kısaca Allah ve Resulüne perçinli herkes...Onlara hitap ediyorum
ve dileklerimin yerine getirilmesi için gerekli çalışmayı işte bu yeni
gençliğe ısmarlıyorum! Eğer üzerilerinde bir hakkım varsa, Hesap Gü
nünde tek tek sorumludurlar.Emanetim,beni seven ve İslam davasında
bir hak sahibi olduğumu kabul eden herkese...

2- Fikir ve duyguda vasiyete lüzum görmüyorum. Bu bahiste bütün
eserlerim,her kelime,cümle,mısra ve topyekün ifade tarzım vasiyettir.
Eğer bu kamusluk bütünü tek ve minicik bir daire içinde toplamak
gerekirse söylenecek söz "Allah ve Resulü;başka herşey hiç ve batıl"
demekten ibarettir.

3- "Büyük Doğu Yayınları" kitabevi kuruluncaya kadar şunun bu
nun neşrettiği eserlerim arasında mukaddes ölçülere karşı küçük ve
hafif çapta laubali,dikkatsiz ve ciddiyetsiz,hürmet ve haşyetten mah
rum ve ne varsa - isterse nokta veya virgül olsun-onları reddediyor,
malım olmaktan çıkarıyor ve bütün sorumluluğumu,bundan böyle
kendi idare, murakabe ve firmam altında çıkaracağım eserlere bağlı
yorum.İnşallah Hak bana onları dünya gözüyle bütünleşmiş ve tamam
lanmış gösterir,arkamdan gelecekler de bu örneklere göre devam eder
ler, virgül oynatmaktan bile çekinirler. İslama pazarlıksız ve sımsıkı
bağlanmadan önceki şiirlerim ve yazılarım arasında hatta küfre kadar
gidenler ise,çoktan beri eser çerçevem dışına çıkarıldığı,herbirinden
ayrı ayrı istiğfar edildiği ve çöp tenekesine atıldığı için nereden nere
ye geldiğimi göstermekte bile kullanılmamalı ve onlarla müminleri
benden çevirmek isteyeceklere -çok denenmiştir- şu cevap verilme
lidir: "Koca Hz.Ömer bile Allahın Resulünü öldürmeye davranmış
ve peşinden bütün sahabilerin,derecede ikincisi olmak gibi bir şerefe
ermiştir.Hiç ona bu ilk davranışından ötürü sonradan dil uzatan ol
muş mudur? Belki o noktadan bu noktaya gelmekte faziletlerin en bü
yüğü vardır." Eserlerim mevzuunda vasiyetim kısaca şu: İlk yazıla
rımdan birkaçı asla benim değil;sonrakiler de en dakik şeriat mihen
gine vurulduktan,yani nasip olursa tarafımdan bütünleştirildikten son
ra benim...Bir kısmını şimdiden tamamlamış bulunduğum eserlerim
üzerinde bu ölçüyü devam ettirmek ve en titiz murakabeyi sürdürmek
borcu ise,mirascılarımın ve manevi mirasçım gençliğin...
Ben öldükten sonra kim ve ne suretle eserlerimin üzerinde gizli bir
tasarrufa kalkar da ölçüyü hafifçe bile olsa örselerse,tezgahını başı
na yıkınız!
En büyük korkularımdan biri,nice müellifin başına geldiği gibi, ölü
mümden sonraki tahriflerdir.
4-Beni,ayrıca hususi vasiyetimde gösterdiğim gibi,İslami usullerin en
incelerine riayetle gömünüz!
Burada,umumi vasiyette de belirtilmesi gereken bir noktaya dokun
malıyım:1935 yılında,Mürşidim ve Kurtarıcım Esseyyid Abdülhakim
Efendi Hazretlerine, bir yazımı okumuştum.Bu yazı,kendilerini tanı
dıktan sonraki dünya görüşüme ait olarak,zamanenin bize aykırı,meş
hur bir gazetesinde çıkmıştı ve Türkün tarih muhasebesini İslami te
fekkür noktası etrafında çerçeveliyordu.
Yazıyı ellerine aldılar,kalem istediler ve üstüne öz elleriyle "altın ile
yazılacak yazı"buyurdular.
İşte hususi zarfında duran bu kesilmiş makaleyi,bütün eserlerimin
tasdiknamesi olarak kefenime iliştirsinler..
5-Nasıl,nerede ve ne şekilde öleceğimi Allah bilir.Fakat imkan ale
minde en küçük pay bulundukça,biricik dileğim Ankara'da Bağlum
nahiyesindeki yalçın mezarlıkta,Şeyhimin civarına defnedilmektir.
Elden gelen yapılsın...
6-Cenazeme çiçek ve bando muzika gönderecek makam ve şahıs
lara uzaklığımız ve kimsenin böyle bir zahmete girişmeyeceği malum.
Fakat bu hususta bir muziplik zuhur edecek olursa,ne yapılmak ge
rektiği de beni sevenlerce malum...Çiçekler çamura ve bando yüzgeri
koğuşuna...
7-Cenazemde,namazıma durmayacaklardan hiç kimseyi istemiyo
rum! Nede,kim olursa olsun,kadın...Ve bilhassa,ölü simsarı cinsinden
imam! Ve "bid'at" belirtici hiçbirşey!...Başucumda ne nutuk,ne şama
ta, ne medh,ne şu,ne bu...Sadece Fatiha ve Kur'an...
8-Mezarımda ilahi ve ulvi isim ve sıfatlardan ve benim beşeri ve süf
li isim ve sıfatlarımdan hiçbir iz bulunmayacak...Mevlid de istemem!
Onu,uhrevi rüşvet vasıtası yapanlara bırakınız!
Sadece Kur'an...
9-Şimdi sıra en büyük dileğimde...Müslümanlardan,Eğer bu davada
hizmetim geçtiğine inanan varsa,şunları istiyorum: Her ferdin,herhan
gi bir kifayet hesabına yanaşmaksızın,benim için "Necip Fazıl'ın kaza
borcuna karşılık" niyeti ile bir günlük (Beş vakit)namaz kılması ve yi
ne birgün oruç tutması... Mevtanın ardından,onun için kaza namazı
Şafii içtihadında caizdir ve aynı içtihat Hanefilerce de rahmettir.
Her ferdin,en aşağı yüz Tevhid kelimesi okuyup sevabının mislini
bana hediye etmesi...70 bine dolması lazım...Bir de,üzerimde hakkı
olanların bunu Allah rızası için helal etmeleri...
Ölünceye dek,üzerimdeki Allah ve kul haklarından mümkün olanını
ödeyebilmek için elimden geldiği kadar cehdetmek azmindeysem de
ne olacağını,nereye,hangi noktaya varabileceğimi bilmiyorum ve yardı
mı müslümanlardan bekliyorum.
"Şey'en lillah"tabiriyle bana Allah için birşey veriniz !Yardımınızı
esirgemeyiniz!
10-Allahı,Allah dostlarını ve düşmanlarını unutmayınız! Hele düş
manlarını!...
Olanca sevgi ve nefretinizi bu iki kutup üzerinde toplayınız!
11-Benide Allah ve Resul aşkının yanık bir örneği ve ardından bir
takım sesler bırakmış divanesi olarak arada bir hatırlayınız!


ÜSTAD Necip Fazıl

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR