31 Mayıs 2009 Pazar

19 MAYIS GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİNİ BELİRTEN KONUŞMA METNİ NİMET ÇUBUKÇU

Sayın Cumhurbaşkanım
Sevgili Öğrenciler ve Değerli Öğretmenler
Değerli Vatandaşlarım

Tarihimizde çok önemli bir dönüm noktası olan 19 Mayıs 1919 gününün doksanıncı yılı hepimize kutlu olsun.

Bir milletin kaderini değiştiren o büyük yolculuk büyük önder Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmasıyla başlamıştı.

İşte milli mücadelenin ilk adımının atıldığı 19 Mayıs'ta yazılmaya başlanan Kurtuluş Savaşı Destanı, bağımsız ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmıştır.
İlk mütareke topu hasta adamın ölüm müjdesini verdiği zaman Anadolu ruhuyla, kalbiyle, etiyle, canıyla bitmiş görünmektedir. Yoksul, yorgun ve ümitsizdir. Anadolu'da şehirler yanar, köyler yerle bir edilir. Fakat orada öyle bir şey vardır ki ne ateşler yakabilir onu, ne mermiler ezebilir.

O işte, her ateşten daha bir sağlam çıkan Anadolu'nun kalbidir, ruhudur... Bir milletin özgür ve bağımsız yaşama arzusudur.

Büyük önder Mustafa Kemal Samsun'a çıktığı günden itibaren bu direniş ruhunu ve halkın istiklâl iddiasında olduğunu sezmiştir.

Bütün bir milletin kaderini değiştiren Kurtuluş Savaşı Destanı işte bu inançla, bu umutla yazılmıştır.

Kurtuluş Savaşı gibi büyük bir destanın baş kahramanı olan Atatürk, en az milli mücadele kadar zorlu ve büyük bir çabanın yeni Türkiye'nin inşası için verilmesi gerektiğini biliyordu. Büyük Zafer'den sonra İzmir'e girildiğinde Mustafa Kemal, Falih Rıfkı Atay'a şöyle der: "Sanıyorlar ki Falih Bey, ben artık istediğimi elde ettim ve her şey bitti. Oysa asıl bundan sonra bir şeyler yapmaya başlayacağız."

Öyle de oldu. En az Kurtuluş Savaşı kadar güçlü bir mücadeleyi, inancı, coşkuyu, azmi, çabayı birlikte yola çıktığı arkadaşlarıyla, kurduğu Millet Meclisi'yle ve bütün bir ulusla yeni Türkiye'nin inşası için seferber ettiler.

Yapmakta olduğu devrimlerin amacı Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağa uygun ve bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline getirmekti.

Yani Atatürk idarede, hukukta, kültürde, sanatta ve günlük hayatta bir değişimin, kabuk değiştirmenin zamanının geldiğini biliyordu.

Hukuk devleti, adil toplum ve bütün dünya ile fikir ve bilgi alışverişine açık bir ulusal kültür. Onun dediği gibi Cumhuriyet fikri hür, vicdanı hür insanlar istiyordu.

Sevgili Gençler

İnançla, azimle, umutla çalışarak gelecek kuşaklara aydınlık bir gelecek ve değerli bir miras bırakan Atatürk'ün ve onun kuşağının tutuşturduğu meşale elden ele taşınarak bugünlere geldi.

Onun sizlerden istediği yüceltilmek değil anlaşılmaktı. Sizlere şöyle sesleniyordu:

"Gençler, benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum."

İnanıyorum ki sizler o büyük insanın bu ülkeye ve bu ülkenin insanlarına, gençlerine duyduğu umudu boşa çıkarmayacaksınız. Dünya nasıl onun eylemlerinden bir özgürlük dersi çıkarmışsa, ancak birkaç yüzyılda bir doğan böyle büyük bir lidere sahip olan bizler de gereken dersleri çıkarmalıyız.

Şimdi sizlere düşen bu meşaleyi daha da uzak mesafelere taşımak ve ülkemizi ileriye götürmektir. Türkiye'yi bilimde, teknolojide, sanatta, sporda, edebiyatta Atatürk'ün özlemini duyduğu başarılarla taçlandırmaktır. Küçük, karanlık ve hüzünlü bir kasabadan modern bir başkent yaratan, ülkeyi temelinden çatısına yeniden kuran Mustafa Kemal'in gençleri olarak sizler; modern Türkiye'nin yeni yüzyıldaki mimarları olacaksınız.

Atatürk, ülkeyi gençlere emanet etmişti; yani umuda, coşkuya, değişime ve yeniliğe en açık olan kesime.

Baş döndürücü değişimlerin ve dönüşümlerin yaşandığı günümüzde bu öngörüsünde ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anlıyoruz.

Büyük bir hızla kendini yenileyen dünyada, bu hıza ayak uydurmak için hem kendimizi sürekli olarak yenilemek, hem de yenilenirken kendi kimliğimizi, kültürümüzü, bizi biz yapan değerleri sahiplenmek zorundayız.

Yaşadığımız dünyada değerlerimizi muhafaza etmek ne içimize kapanmakla mümkün artık, ne de etrafımıza yüksek duvarlar örmekle. Kaldı ki hiçbir uygarlık kendi içine kapanan toplumların eseri değildir. Aksine ne zaman bir toplum dışarıdan gelen etkilere kendini kapatmışsa bir katılaşma ve çöküş sürecine girmiş ve uygarlık meşalesi bu etkilenmeye açık olan toplumların eline geçmiştir.

Ben bu duygularla 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı en içten duygularımla kutluyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 19/05/2009

Nimet ÇUBUKÇU
Millî Eğitim Bakanı

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR