31 Mayıs 2009 Pazar

Bal şifa kaynağı

Bal şifa kaynağı

Geçen hafta yayınlanan bal yazımızın oldukça ilgi görmesi ve konu hakkında sürekli soruların gelmesi sonucunda okuyucularımın bal konusunda gerçekten ciddi ve güvenilir kaynaklara ihtiyacı olduğunu anladım. Bal ile ilgili bilgileri 1 haftaya sığdıramadığımdan, bu hafta da konunun devamını sizlerle paylaşmaya karar verdim. Önümüzdeki günlerde de hakkında çeşitli yorumlar yapılan fakat tıpkı bal gibi hakikisini bulmanın ve anlamanın zor olduğu ürünleri yazmaya devam edeceğim. Örneğin kekik gibi...

Arıların çiçeklerden topladığı balların hemen hepsi zamanla kristalleşme denilen veya halk arasında şekerlenme olarak bilinen halde katılaşır. Yani akışkanlığını kaybeder. Kristalleşme aslında hakiki balın doğal bir durumudur. Bazı ballar iki üç ayda bazıları ise iki üç yıldan sonra kristalleşebilir. Balın kristalleşmesi durumunda bal kabı, içinde sıcak su bulunan bir diğer kabın içerisine konularak bir iki saat bekletilir. Bu sayede bal tekrar eski akışkan halini alır. Fakat kristalleşmiş balın o haliyle yenmesi daha doğru olacaktır. Günümüzde maalesef bazı bal üreticileri balın kristalleşmemesi adına 90-100 derecede kaynatarak ambalajlamakta, böylece baldaki tüm vitamin ve diğer özellikleri öldürüp yok etmektedirler. Balın tedavi edici ve koruyucu özelliklerini ortadan kaldırmaktadırlar. Bu sebepten, piyasada hakiki bal bulabilmek oldukça güçtür.

HAKİKİ BALI NASIL ANLARSINIZ?

Hakiki balı anlayabilmenin sırrını kime soracak olursanız herkesten farklı bilgiler alırsınız. Bazıları hakiki balı ancak vicdanların anladığını öne sürer. Yani balı satan kişinin vicdanı nasıl el veriyorsa ona göre satış yaptığını, aksi taktirde balın hakiki veya sahte olup olmadığını anlamanın herhangi bir yöntemi olmadığını savunurlar. Bu konuda Dr. Sefa Saygılı ve Mehmet Şevki Eygi'nin bir anısını anlatmak uygun olacaktır. Sefa Saygılı ve Mehmet Şevket Eygi bir gün bal almaya gitmişler. Satıcı kişi balın hakiki, katıksız olduğuna dair bin bir söylemde bulunsa da, Eygi'nin içine bir kuşku düşmüş. Eygi, gözünde ağrı olduğunu, bal söylenildiği gibi hakikiyse gözüne sürdüğü taktirde iyileştireceği, hakiki olmadığı taktirde gözünü kör bile edeceğini söylemesinin ardından, satıcının "sürmeseniz daha iyi olur" sözüyle gerçek ortaya çıkmış. İşte bu olay da, hakiki balı vicdanların anlayacağının bir göstergesi olsa gerek.

BAL ÇEŞİTLERİ

Tüketilen ballar üç sınıfa ayrılmaktadır. Arı Görmemiş Ballar: İmalathanelerde sakaroz, glikoz ve şeker karıştırılarak, içinde kimyasal maddeler bulunan esans ve renklendirme katkıları konarak yapılan ballardır. Bu tür ballarda şekerlenme olmaz. Şeker Balı: Kovanların içine veya önüne doldurulan şekerli su şerbetini arıların emip sindirim sisteminden geçirerek petek gözlerine doldurmasıyla yapılır. Fakat bunun bal ile hiçbir ilgisi yoktur. Arıların Yaptığı Saf Bal: Herkesin şifa olması amacıyla yemek istediği doğal yollarla yapılan bal çeşididir. Arılar tarafından değişik çiçeklerden toplanarak üretilir. Arının bir gram balı yapabilmesi için 60 bin çiçeğe, bir kilo balı yapabilmesi için ise 120 milyon çiçeğe konması gerekmektedir. İşte gerçek balın kıymeti ve değeri de bu zor formülde saklı olsa gerek.

ARILARIN MUCİZELERİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ?

l Bir kilo bal için 40 bin arı 7.5 milyon kere çiçeklere dalış yapıyor. l Bir petek bal için 100 bin km. kanat çırpıyor. l Vücut ağırlıklarının 330 katı yük çekebiliyorlar. l Bir koloninin 1 kg. bal üretmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için 8 kg. bal tüketmesi gerekiyor. l Kraliçe arı bir günde kendi ağırlığının 20 katı yumurtluyor. l Arının beyni saniyede 16 milyar işlem yapıyor. Bu en hızlı bilgisayardan 100 milyon kat daha hızlı olması anlamına geliyor. l Her bir petek gözünün derinliği 12 mm. olup, altıgen prizma şekli sebebiyle, büyük bir dirence sahiptir, kilolarca balı taşır. l En az bal mumu harcayarak, maksimum ölçüde bal depolamak için en uygun şekil, arıların inşa ettiği altıgen prizmalardır.

YEMEK KÜTÜPHANEMİZDEN

Kitabın Adı: Dengeli Beslenme Sağlıklı Zayıflama
Yazar Adı: Sefa Saygılı, İbrahim Balcıoğlu
Yayınevi: Timaş Yayınları

Bu kitabı okuyunca zayıflamanın zor birşey olmadığını göreceksiniz. Sadece fazla kilolu olup da zayıflamak isteyenler değil, mevcut durumunu muhafaza edip daha sağlıklı yaşamak isteyenler de bu kitaptan istifade edebileceklerdir.

BAL ŞERBETİNİ İHMAL ETMEYİN

Balı kaynar suda erittiğinizde besin değerinin büyük bir kısmı değerini yitiriyor. Bu sebepten balı mümkünse soğuk veya ılık suda eritin. Özellikle çocuklarınız ve siz balı kaşık kaşık yiyemiyorlarsa onlara bal şerbeti yapmak uygun olacaktır. Süzme balı en fazla 30-40 derece hafif ılık suda eritip üstüne elma sirkesi ekleyin. Bu bal şerbetini günde 1 bardak içmeye devam ettiğiniz taktirde 2 ay içerisinde kendinizde ve vücudunuzda meydana gelecek olumlu değişikliğe inanamayacaksınız. Süzme balın içine dövülerek eklenen çörek otu da inanılmaz bir şifa kaynağıdır. Bu karışımı sabah ve akşam birer kaşık olmak üzere yediğinizde yine 2 ay içerisinde olumlu sonuçlar verecektir.

LEZZETLİ SÖZLER

Sizlere iki şifayı tavsiye ederim.
Birisi bal (bal şerbeti içmek), diğer
Kur'an-ı Kerim okumaktır.
(Hadis-i Şerif, İ. Mace)

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR