1 Aralık 2008 Pazartesi

Daha Akıllıca Çalışın; Daha Fazla Değil!

Daha Akıllıca Çalışın; Daha Fazla Değil!

"Az bilmek için çok çalışmalısınız." (Eski Bir Söylenti)

"Çok fazla bilmek için akıllıca çalışmalısınız" tezimi savunarak bu söze karşı çıkıyorum. Neden bu yüzyıllık söze meydan okuyorum dersiniz? Çünkü biz çalışma teknikleri hakkında çok şey biliyoruz fakat başlıktaki söz bilmiyor. Öyleyse daha fazla değil, daha akıllıca çalışmak üzerinde düşünmeliyiz.



Ne zaman çalışmalısınız?

Mümkün olduğunca, çalışmak için her gün belli vakitler belirleyin. Bazı uzmanlar her gün aynı saatlerde aynı şeyi yapmanın, devamlılık gerektiren işlerde en etkili yol olduğunu söylüyorlar. Bazı öğrenciler her gün, zaman dilimleri hâlinde programlar yaparak çalışmalarını sürdürmeyi daha kolay bulurlar.



Kim olursanız olun, gün içinde

çalışacağınız vakti belirleyen

faktörler şunlardır:



1- Kendinizi en iyi hissettiğiniz zaman çalışın. Performansınızın zirveye çıktığı saatler yani çalışmak için günün en iyi saati nedir? Bu saatler, kişiden kişiye değişir. Sabah vakitleri, öğleden sonraya kadar kendinizi bir ölü gibi hissediyor ve sadece akşamları iyi çalışabiliyor olabilirsiniz. Ya da gün içinde kendinizi çok zinde hissederken gece yarısına doğru aşırı yoruluyor olabilirsiniz. Tercih size kalmış…



2- Uyku alışkanlıklarınızı göz önünde bulundurun. Alışkanlıkların çok güçlü etkileri vardır. Eğer her sabah saatinizi 07:00'ye kuruyorsanız, saati kurmayı unuttuğunuz zamanlarda da o saatte uyanırsınız. Eğer çocukluğunuzdan beri gece 11'de uyumaya alıştırılmışsanız, hiç şüphesiz sabah 02:00'a kadar uyumadığınız zaman, aşırı yorulursunuz ve çalışmak için ayakta kalmaya çalıştığınız bu üç saatte, fazla verim alamazsınız.



3- Çalışabildiğiniz zaman çalışın. Her ne kadar zihninizin en açık olduğu zamanda çalışmaya başlamayı tercih etseniz de, birtakım dış faktörlerin de çalışmanız üzerinde etkileri vardır. En iyi hissettiğiniz anda çalışmak her zaman avantajlıdır. Ancak bu her zaman mümkün olmayabilir. Şartlar uygun olduğu zaman çalışın.



4- Zaman ayarlaması yaparken, yapacağınız işin yoğunluğunu da göz önünde bulundurun. Yapacağınız işlerin ne olduğunun, programınız üzerinde önemli etkileri vardır. On beş dakikalık aralarla çalışabilirsiniz. (Bence yarım saat aralıklarla çalışmak daha ideal bir zaman. Bununla birlikte uzun süreli konsantrasyon gerektiren projeler üzerinde çalışıyor ve ara vermeden uzun süre çalışabiliyorsanız bir saatlik aralıklarla çalışmanızı öneririm Örneğin SBS ve ÖSS sınavlarına hazırlanıyorsanız; sınav süresince çalışmayı bedeninize alıştırmalısınız..) Uzun süreli projelerde 15-20 dakika aralarla çalıştığınızda kaldığınız yeri yeniden tekrarlamak zorunda kalacak olabilirsiniz. Bununla birlikte, tekrar yapmadan kaldıkları yerden çalışmaya devam edebilen öğrenciler de vardır tabii.



Nerede çalışmalısınız?

Kütüphanede. Pek çok seçeneğiniz var. Büyük okuma salonundan, kişilere has özel okuma odalarına kadar imkânınız bulunmaktadır.

Evde. Unutmayın ki burası dışarıdan müdahalelerin en fazla olacağı mekândır. Kütüphanedeyken kimse sizi telefonla aramaz ve ortalıkta sizi rahatsız edecek kardeşler olmaz. Çalışmalarınızın ana merkezi olarak en uygun yerin burası olduğuna şüphe yok ancak en etkili mekân eviniz olmayabilir.

Bir arkadaşınız, komşunuz ya da akrabanızda. Bu herkes için bir seçenek olmayabilir ancak bir iki alternatif çalışma mekânınız olsun istiyor olabilirsiniz. Birçok uzman her gece aynı yerde çalışmanız gerektiğini söyler (ki ben buna katılmıyorum). Oysa benim bir arkadaşım, bunun tam tersine, motive olmak için sürekli çeşitlilik arar. Çalışmaktan hoşlandığı dört yer vardır ve her gece bunlardan birine gider. Siz de sizin için neyin en iyi olacağını düşünüyorsanız onu yapın.

Boş bir sınıfta. Birçok üniversitede ve bazı liselerde çalışmalarınızı yapabilirsiniz. Bu seçenek pek çok öğrenci tarafından pek düşünülmemiş olduğundan ilginç bir fikir sayılabilir! Her ne kadar devlet okullarında pek olası bir ihtimal değil gibi gözükse de, bir şeyler ayarlayıp ayarlayamayacağınızı sormakla hiçbir şey kaybetmezsiniz. Lisede bile birçok atletizm takımları akşamüzeri 18:00 veya daha geç saatlere kadar çalışmalar yaptıkları için, okulun bir yerlerinde izin alarak kullanabileceğiniz henüz kilitlenmemiş mekanlar bulabilirsiniz.

İşyerinizde. Part-time çalışan, tüm gün çalışıp part-time okula giden bir öğrenci olabilirsiniz. Bu durumda, çalışma saatlerinde, hatta herkes çıktıktan sonra bile boş bir ofiste çalışma yapabilirsiniz. Eğer ilköğretim ikinci kademesinde veya lisedeyseniz, okuldan sonra iş çıkışına kadar ailenizden birinin, bir aile dostunun ya da akrabanızın işyerinde çalışabilirsiniz.



Dikkatinizi çalışmalarınız

üzerinde nasıl toplarsınız?

Nerede çalışırsanız çalışın, çalışacağınız mekânın düzeni konsantrasyonunuzu etkiler ve eğer dikkatli olmazsanız veriminizi düşürür.



Hadi şimdi çalışma masanıza

oturun ve çalışma mekânınızı

değerlendirin:

Sadece çalışmanız için ayrılmış bir veya iki özel mekânınız var mı? Yoksa o an neresi uygunsa ya da nereyi bulursanız orada mı çalışıyorsunuz?

Çalışma alanınız hoş bir yer mi? Burayı iyi bir çalışma mekânı olarak bir arkadaşınıza önerir miydiniz?

Işıklandırma nasıl? Çok mu loş veya çok mu parlak? Tüm masa iyi aydınlatılmış mı? Yoksa sadece bir kısmı mı aydınlatılmış?

İhtiyacınız olan her şey el altında mı?

Burada başka neler yapıyorsunuz? Yemek yiyor musunuz? Uyuyor musunuz? Mektup yazıyor musunuz? Zevk için okuyor musunuz? Eğer müzik dinlediğiniz ya da telefonda konuştuğunuz bir mekânda ders çalışmayı denerseniz, ders çalışmayı düşündüğünüz bir anda kendinizi başka bir şey yapıyor bulabilirsiniz!

Çalışma alanınız trafiğin yoğun olduğu bir bölgede mi, yoksa az olduğu bir yerde mi? Bulunduğunuz yere ne kadar sıklıkta insanlar girip çıkıyor?

Dış etkilerden ve gürültülerden uzaklaşmak için kapınızı kapayabiliyor musunuz?

Burada en fazla ne zaman vakit geçiriyorsunuz? Günün hangi saatinde çalışıyorsunuz? Kendinizi en iyi hissettiğinizde mi? Yoksa kaçınılmaz olarak yorgun ve daha az üretken olduğunuz bir zamanda mı çalışmak zorunda kalıyorsunuz?

Kâğıtlarınız, dosyalarınız ve diğer çalışma eşyalarınız derli toplu ve çalışma alanınızın yakınında mı? Bir dosyalama sisteminiz var mı?



Eğer okumaktan ve okuduğunuzu anlamaktan ziyade gelişigüzel karalamalar yapıyor ve işinizi ağırdan alıyorsanız aşağıdaki çözümleri deneyin:

Rahat olabileceğiniz bir çalışma ortamı hazırlayın. Masanızın ve iskemlenizin büyüklüğü ve şekli, odanın ışıklandırması, yaptığınız çalışmayı oldukça etkiler. Sizin için en iyi mekânı oluşturmak için mutlaka vakit ayırın.

Işıkları ayarlayın. Size en uygun olacak şekilde aydınlatmayı ayarlayın. Bu hem rahatınız için hem de uyanık kalmanız ve konsantrasyonunuz için gereklidir.





Bazı kurallar koyun. Ailenizin, akrabalarınızın ve özellikle de arkadaşlarınızın, çalışmalarınıza ne kadar önem verdiğinizi bilmelerini sağlayın ve bu çok özel saatlerde rahatsız edilmek istemediğinizi belirtin.

İhtiyacınız olduğunda ara verin. Bir ara vermeden önce ne kadar süre çalışmanız gerektiğine dair verilen öğütler iyi niyetli olsa da eğer size uygun değilse bunlara uymayın. İhtiyacınız olduğunda ara verin. Yorgunluk ve sıkıntıyla savaş. En iyi çalışma noktasını seçerseniz kimse sizi rahatsız edemez. Ancak yine de göz kapaklarınızı açık tutmak için kibrit mi kullanıyorsunuz?



İşte size bu konuda yardımcı olacak

birkaç fikir:

Biraz kestirin. Nasıl fikir ama! Çalışamayacak kadar yorulduğunuzda, kendinize gelebilmek için biraz kestirin. Uykuyu kısa tutarsanız, daha etkili olur. Bunun için ideal süre 20 dk, kesinlikle maksimum süre ise 40 dk dır. Bundan sonra uykunuz farklı bir aşamaya geçer ve uyandığınızda bir öncekinden bile daha yorgun olabilirsiniz.

Bir şeyler için. Biraz çay size bir zararı olmaz. Bir bardak çay veya bir bardak soda için. Ancak sınırı aşmamaya özen gösterin. Belli bir miktarın üzerine çıkıldığında, çayın "uyandırma" özelliği tersine dönerek sizi olduğunuzdan daha da yorgun hâle getirir!

Sıcaklığı azaltın. Bir Eskimo evine ihtiyacınız olmasa da çok sıcak bir odada henüz üzerine hiçbir şey yazılmamış kâğıdınız sizi beklerken hayallere dalabilirsiniz.

Hareket edin. Yürüyüşe çıkın, mutfağa kadar birkaç egzersizle ilerleyin. Hafif bir egzersiz bile sizi aniden kendinize getirecektir.

Çalışma programınızı değiştirin. Eğer böyle bir ihtimaliniz varsa daha uyanık ve daha etkili olabileceğiniz bir zaman çalışmanın yolunu bulun.

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR