31 Ocak 2009 Cumartesi

Kuran’da içki, kumar ve falcılığın, şeytanın işlerinden olduğu ifade edilir. Bunların şeytanla ne ilgisi vardır?

Kur’an-ı Kerim’de, içki, kumar ve fal oklarıyla nasip aramak, yani şans oyunları şeytan işi pisliklerden sayılmıştır. Bu konuda şöyle buyurulmaktadır:

“Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?”(Maide, 5/90-91)


Hz. Aişe (r.a.)’den nakledilen bir hadisi şerifte de sarhoşluk veren her içkinin azının da çoğunun da haram olduğu bildirilmiştir(1) Ayrıca içki ile ilgili yapılan işler de haram kılınmıştır. Bu konuda, Enes (r.a.)’den rivayet edilen bir hadisi şerifte Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Resulullah (s.a.v.) hamrla (şarapla) ilgili olarak on kişiye lanet etti: “(Hammaddesinden şarap yapmak maksadıyla) sıkana ve sıktırana, içene ve sâkilik yapana, (imalathâneden müstehlike kadar) taşıyana ve taşıtana, satana ve satın alana, bağışlayana, bunun parasını yiyene.”(2)


Bu işi sahabe o kadar ciddiye almış ki, içki içmeyi puta tapmakla eş değerde saymışlardır. Bu konuda, Ebu Musa (r.a.) demiştir ki: “Bana göre, ha hamr içmişim, ha Allah'ı bırakarak şu sütuna tapmışım, ikisi de birdir.”(3)

Ancak, içkinin yasak edildiği tarihin İslam’ın son zamanlarına rastlaması, Bedir ve Uhud gibi savaşlarda bile sahabeden sarhoş olan bazı kimselerin bulunması, içki konusunda zaafı bulunan kimseler hakkında ileri gitmemek ve onları dışlamamak gerektiğini gösteriyor. Nitekim, Resülullah (s.a.v.)’in huzuruna sarhoş olarak gelen bir kişiye sahabenin çıkışıp azarlamalarına karşılık Resülullah farklı bir tutumla; “Kardeşinize karşı şeytana yardımcı olmayın”(4) buyurmuş, böylece onu dinden, imandan soğutup İslam’dan ve müslümanlardan nefret ettirmenin de şeytani bir davranış olduğunu ihtar etmiştir.

(1) Buhârî, Eşribe 4, Vudü 71;
(2) Tirmizî, Büyü 59).
(3) Nesâî, Eşribe 42, (8, 314).
(4) Buhari, Hudud, 4, 5;

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR