26 Haziran 2008 Perşembe

Özbudun: Siyasete girmesi gerekmeyenler boğazlarına kadar siyasette

Özbudun: Siyasete girmesi gerekmeyenler boğazlarına kadar siyasette


Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun, "Siyasete girmesi gerekmeyenler boğazlarına kadar
siyasetin içine girmişlerdir" dedi.
Iğdır Barosu tarafından, Iğdır Kültür Merkezinde düzenlenen, "Demokrasi, Hukuk Devleti ve Yeni Bir Anayasa Arayışı" konulu panelde konuşan Özbudun, 1924 Anayasası’nda TBMM’de tek parti bulunduğunu, 1961 ve 1982’de asker tesiriyle anayasa yapıldığını, her iki anayasada geniş katılım rahat tartışmaların olmadığını ifade etti.
Bu anayasaların halkın özgürlükleriyle, değerleriyle tam uyumlu olmadığını öne süren Prof. Dr. Özbudun, "Bu son alınan Anayasa Mahkemesi kararı, parlamentonun anayasa yapma ve anayasa değişikliğini, Anayasa Mahkemesinin onayına mahkum etmiştir" dedi. Tüm sivil toplum kuruluşlarının çağa uygun bir anayasa ihtiyacı olduğunda hem fikir göründüklerini ifade eden Özbudun, şöyle devam etti:

"Genel olarak iki eğilim var. Biri evrensel normlara uygun olan, özgürlükleri ön plana çıkaran, diğeri ise 1982 Anayasası’nın kurduğu bir çeşit vesayet hükümetinin devam ettirmek istediği anlayış. Cumhurbaşkanlığı makamı bir vesayet makamı haline getirilmiştir. Yetkiler ona göre düzenlenmiştir. Yargı ve üniversitelerde atama yetkileri buna örnek verilebilir. Kenan Evren darbeyle gelen bir cumhurbaşkanı olmasına rağmen, tarafsız cumhurbaşkanı olabilmiştir. Bu bağlamda da hakkını teslim etmeyi hakşinaslık adına söyleyebilirim. Hazırlamış olduğumuz yeni Anayasa taslağıyla Cumhurbaşkanlığı makamını, görev ve sorumluluklarının kısıtlandığı sembolik bir makam haline
getirmeyi amaçlıyoruz."

-DOÇ. DR. YAZICI-
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Yazıcı ise konuşmasında,
demokrasi, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı konularına değinerek,
Türkiye’de acil bir anayasaya ihtiyaç olduğunu ifade etti.
1980 yılında Turgut Özal ile başlayan değişim ve dönüşüm hareketinin bir
döneme damgasını vurduğunu belirten Yazıcı, şöyle devam etti:
"Bugün değişen Türkiye’de toplum, anayasal bilgileri öğrenmek istiyor.
Fakat vatandaşın bilgi kirliliği karşısında kafası karışmış durumda.
Yargının ve hukukun bağımsızlığı önemlidir. Hukuk devletinin amacı
devlet karşısında bireylerin varlığını, hakkını koruyabilmektir. Sanki
yasama ve yürütme sürekli yanlış yapar, yargı da buna gerekirse hukuk
dışına da çıkarak engel olur gibi yanlış bir anlayış var. Anayasa
Mahkemesine yürütme durdurma yetkisi verilmemiştir. Yargının
bağımsızlığı demek anayasanın dışında bir yetki var saymak demek
değildir. Bugün yargı organları, yayınladıkları bildirilerle ülkenin
siyasi düzenine yön vermeye çalışmaktadırlar."


-PROF. DR. ARSLAN-
Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zühtü Arslan da
konuşmasında, "Darbe deyince aklımıza Hasan Mutlucan’ın kahramanlık
türküleri ve siyasi partiler ile TBMM’nin kapısına kilit vurulması
gelmektedir. Ama yargının yetkilerini aşması da bir darbedir" dedi.
Anayasa Mahkemesinin son başörtüsü kararıyla bizzat anayasa kurucu ve
anayasaya norm koyma halini ortaya koyduğunu ve hukuk dışına çıktığını
öne süren Arslan, şöyle devam etti:
"Bu karar yürürlüğü olmayan bir uygulamanın durdurulmasıdır ve çok
gariptir. Anayasa Mahkemesinin almış olduğu son karar 367. madde
kararında olduğu gibi bir yargı darbesidir. Anayasaya uyması ve
anayasayı koruması gerekli olan bir kurum, açıkça anayasa dışına
çıkmıştır. Anayasa Mahkemesi kendisini her türlü yetkinin üstünde
görerek anayasanın 11. maddesini görmezden gelmiştir. Anayasa Mahkemesi
gerekçesini yazmadan kararını açıklayamaz hükmü açıkça ihlal
edilmiştir." Ardından panelin soru cevap kısmında
katılımcıların sorularını cevaplayan konuşmacılardan Özbudun, DTP VE AK
Parti’nin kapatılması süreciyle ilgili bir soruya, "DTP ve AK Parti
kapatılmasın inancındayım. Kapatma hukuki mi siyasi mi belli değil.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulursa kazanılacağına inanıyorum.
Fakat bu karar uygulanır mı belli değil" diye konuştu.
Prof. Dr. Zühtü Arslan da yargı kararlarına uyulması konusunda bir
soruya, "Anayasa Mahkemesi demokrasinin olmazları arasında değildir.
Köklü demokrasilerde Anayasa Mahkemesi yoktur. Bugünkü Anayasa Mahkemesi
temel hak ve özgürlükleri geçersiz kılarak aksi yönde kararlar alıyor" dedi.

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR