11 Ocak 2009 Pazar

Kompozisyon Yarışması 2. Eser Bir Dilim Sevgi

Kompozisyon Yarışması 2. Eser

Bir Dilim Sevgi

yazmak hissetmekle başlar. Yazarken hissedersin sevgiliye duyduğun aşkı. Ben yazmadan başladım efendime beslediğim aşkı yüreğimde hissetmeye.



okuma yazma bilmiyordum o zamanlar küçüktüm. 5-6 yaşlarında daha hayatın farkında olmayan bi kız çocuğu. Dünya bana göre kocaman çikolatalı bi pastaydı. Ona kavuştuğumda bitecekti hasretim.



Hasret diyorum da aslında hasret duyduğum sadece o çikolatalı pasta değildi. Henüz daha kokusuna doyamadan kaybettiğim, unutmaya çalışıp ta bir türlü unutamadığım annemdi. Hatırlamıyorum nasıl öldüğünü bi de anlam veremiyordum nasıl bir anne yavrusunu yapayalnız bırakıp ta gidebilir başka yerlere? O zamanlar ölümü bir ülkeden başka bir ülkeye gitmek gibi birşey olarak düşünürdüm. Düşünürdüm ama kimseye soramazdım. Sessizliğine boğulmuş sadece hayallerle yaşayan bir kız çocuğu..



o sene babaannemle babam mekke'ye gideceklerdi.beni bırakacakları bir yakınımız da yoktu. Mecburen beni de götüreceklerdi. İçim kıpır kıpırdı. Belki annem de o ülkeye gitmiştir, oralardadır diye düşündüm bir an. Düşünmek bile bir başka güzeldi. Babaannemle babam bütün hazırlıkları yapmıştı. Sabak erkenden gidecektik. Annemin yüzünü unutmamak için defallarca bakmıştım fotoğrafına. Zaten bu fotoğraflar da olmasa nasıl kurabilirdim onun saçlarımı okşayıp yanaklarımdan öptüğü hayallerimi? Hayallerle dolu bir gecenin ardından yine sabah olmuştu. Ama bu sabah diğerleri gibi gece hayalini kurduğum, sabah kalktığımda yanımda bulamayıp kimse duymasın diye yastığa sarılıp hıçkıra hıçkıra ağladığım sabahlardan değildi. Belki yetim kaldığım son sabahımdı.



sanki uçak uçmuyor havada ben uçuyordum. Uçaktaki herkesin yüzüne dikkatlice bakmıştım. Belki annem de buralarda bir yerdedir diye. Bişey dikkatimi çekmişti. Herkes niye bembeyaz giyinmişti? Nedendi herkesin yüzündeki bu hüzün? Yoksa onlar damı kaybetmişti annelerini? Yine düşündüm sadece soramadım kimseye.



neyse dedim yine annemli hayallere döndüm yine. Yolculuğumuz sona ermişti. Gelmiştik mekke'ye. Uçaktan inerken faltaşı gibi açmıştım gözlerimi, her yere bakıyordum. Nerdeydin anne? Yoksa unutmuş muydun beni? Hatırlamıyor muydun? Amam ben seni hiç unutmamıştım anne. Orası çok kalabalıktı bi de çok hızlı gidiyorduk. Ne kadar da çok insan vardı burda. Kesin diye düşündüm, kesin annem de burda. Biliyorum o da beni arıyor. Ama daha burdayız çok kalacağız diyor babaannem. Nasıl olsa bulacağım onu. Kaldığımız otel çok güzel. Sabahları babaannemle babam bi yere gidiyor ben de otelde kalıyorum. Bazen balkona çıkıp etrafa bakıyorum. Buralar ne kadar değişik yerler, hiç bizim oralara benzemiyor. İlk başlarda ürpertici geliyordu beyaz giysiler, siyah insanlar. Ama artık alıştım onlara. Bi gün buralardan gidecekmişiz. Keşke hep burda kalsak.en azından annemle aynı ülkede olurdum. Bi gün babaannem elimden tuttu ve beni bi yere götürdü. Bizim oralardaki camiler gibiydi içerisi. Ordayken de giderdik camiye. En sevdiğim şeydi. Namaz kılmıştık yine. Sonra dua ettik. Ben içimden ' ne olur allah'ım annemi bulayım.ne olur allah'ım annemi bulayım.' diye dua etmiştim. Akşam olduğunda kaldığımız otele doğru yola çıktık. Ben yine etrafa annemi arar gözlerle bakıyordum. Ama nedendi onu bulamamam? Günlerdir burdaydık ama hala bulamamıştım annemi. Gece yatarken ellerimi açtım rabbime ve gözyaşları içinde istedim annemi. Ağlarken uyuyakalmışım..



Derken birden kapı açıldı. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki sonunda dedim sonunda rabbim dualarımı kabul etti. Biliyorum bu gelen annemdi. Kapı açıldı ve içeri giren annem değildi. Ama kimdi bu? Hayatımda bu kadar güzel, bu kadar sevgi dolu birini görmemiştim. Yanıma geldi, elimi tuttu ve başımı okşadı. Kalbim titriyordu ve birden akşamdan açık bıraktığım pencerenin çarpmasıyla uyandım. Bu bir rüya mıydı yoksa gerçek mi? Elinin yumuşaklığını , sevgi dolu bakışlarını hala unutamıyorum. Birden unutmuştum annemi , herşeyi. Neydi bu, nedendi? Sabah olduğunda ilk olarak babaanneme sordum aklımda sakladığım soruları. Gözyaşları içinde anlattı bana o gelenin kim olduğunu. Meğer dün gece yanıma gelip, saçlarımı okşayan peygamber efendimiz (s.a.v)'miş o da benim gibi annesiz büyümüş. Peki dedim babaanneme o da buraya annesini mi aramaya gelmiş? Gülümsedi babaannem; 'hayır ' dedi. O buralara rabbini kaybetmiş insanlara onu anlatmaya gelmişti. Nasıl yani ölüm benim düşündüğüm şey değil miydi? Neydi ölüm anlayabiliyordum artık.



Bugün buradaki son günüm. Buralara kaybettiğim annemi bulmak için gelmiştim. Onu bulamamıştım ama daha güzel bir şeyi peygamber efendimizi bulmuştum. Onun o güzel yüzünü hiçbir zaman çıkarmadım aklımdan. Çıkarmayacağımda.



İlk önce çikolatalı bir pastaya verdiğim, daha sonra anne hasretinde bulduğum sevgiyi artık o'nunla paylaşıyorum.

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR