17 Ocak 2009 Cumartesi

ÂŞIK EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ

ÂŞIK EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ
1 – Halkımızın “âşık” adını verdiği saz çalarak şiir söyleyen ozanların şiirlerinden oluşur.
2 – Eserler İrticalen oluşturulur. Cönk ya da mecmuada toplanır.
3 – Son dörtlükte şairin adı ya da mahlası geçer.
4 – Dili yalın , her kesimin anlayacağı Türkçedir, yöresel söyleyişlere yer verilir.
5 – Nazım birimi dörtlüktür.
6 – Hece ölçüsü yazılır ve daha çok yarın uyak kullanılır.
7 - Koşma semai, varsağı ve destan gibi türleri vardır Koşmalar işlediği konuya göre güzelleme,
taşlama, ağıt ve koçaklama gibi adlar alırlar

17. YÜZYIL EDEBİYATI
Bu yüzyılda batıda Rönesans ve reform hareketleri yaşanırken Osmanlı imparatoluğuiç karışıklıklar ve disiplinsizlikler yüzünden gerilemeye başlamıştır.
Ancak edebiyat alanında önceden güçlü temeller atıldığı için bu gerilemelerden etkilenme olmamış aksine ilerlemeler devam etmiştir.
Divan edebiyatında şiir alanında büyük kaside şairi Nefi , düşünce yanı ağır basan “Hikeni “ tarzında Nabi, “ Sebki Hindi” akımının etkisinde şiir yazan Naili ve Neşati gibi şarler yetişti.
Bu yüzyılda divan nesri de üç alanda devamını sürdürdü. Sade nesirde : Evliya Çelebi, Naima ve peçevi ; orta nesirde: Kâtip Çelebi, süslü nesirde Veysi ve Nergisi gibi ustalar önemli eserler verdiler.
Halk edebiyatı da Karacaoğlan, Gevheri, Aşık Ömer, ve Kayıkçı Kul Mustafa gibi ozanların Türkçenin incelikleriyle beslenen üstün eserleriyle altın çağını yaşamıştır. Ancak halk edebiyatı bu dönemde Klasik Türk edebiyatından etkilenmiş Bazı halk ozanları divan şiiri tarzında eserler de vermiştir.
“ Kerem ile Aslı “ hikâyesi bu yüzyılda oluşmuştur
Dönemin toplumsal ve siyasi gelişmelerinden dolayı daha çok toplumsal konular işlenmiştir.

HİKEMİ TARZI : 17.yüzyılda Nabi’nin geliştirdiği bilgi ve öğüt verme yanı ağır basan Atasözü ve derin düşünceler içeren cümlelerin çok kullanıldığı didaktik şiir tarzıdır.
“SEBK-İ HİNDİ ( Hint tarzı ) İran’da doğup Hindistan’da gelişen bir akımdır. Safavi devleti zamanında İran’daki baskılardan bunalıp daha serbest yazabilmek için Hindistan’a giden İranlı şairler tarafından oluşturulmuştur.En önemli ustaları Tebrizli Saib ile Buharalı Şevket!tir.
17. yüzyılda Naili ve Neşati 18. yüzyılda Şeyh Galib bizde bu akımın etkisiyle şiirler yazmışlardır.
19. yüzyılda Fransa’da başlayıp bizde Ahmet Haşim tarafından uygulanan “Sembolizm” bu akımı andırmaktadır.
ÖZELLİKLERİ :
1- Soyut ve sembolik anlatıma yer verilir.
2- Hayal unsuru ön plandadır.
3 – Istırap yönü ağır basar.
4 – Uzun cümle ve tamlamalarla süslü anlatıma önem verilir.
Bu akımın divan şiirine getirdiği yenlikler olarak söz oyunları yerine anlam oyunları ve anlam derinliğine önem verme, açık ve düz söyleyiş yerine mecazlarla yüklü güç anlaşılır geniş hayallerle yüklü bir anlatım sayılabilir..

18. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI
Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu Karlofça Antlaşmasının ağır şartları altında toprak kayıplarıyla gerilerken Özellikle İstanbul’da oluşturulan lale bahçeleri, köşkle ve kasrlarla zevk ve eğlence hayatı devam etmiştir.
Dönemin zev ve eğlence hayatını şiirlerinde yansıtan Nedim,halk şiirindeki koşmalardan etkilenerek ortaya çıkardığı şarkılarıyla ün kazanmıştır.
Divan edebiyatının zevk ve eğlence şairi olarak bilinen Nedim halk deyimlerini yaşadığı çevreyi ve yerli yaşamı Kendine özgü benzetmeleriyle şiire sokarak “Mahallileşme” ( yerli hayata dönüş)hareketini başlatmıştır Bu aynı zamanda 16. yüzyılda başlayan Türki basit akımını da ilerletmek tir.
18. yüzyılda Sebk i Hindi akımının en önemli temsilcisi ve divan şiirinin son ustası Şeyh Galib de bu dönemin ünlü divan şairidir. Ancak divan edebiyatı Nedim şeyh Galib gibi ünlü şairlere rağmen gerilemeye başlamıştır
Bu dönemde divan şiiri ile halk şiiri arasındaki etkileşmeler iyice artmış divan şairleri türkü ve koşmalar yazmış halk şairleri gazellerle divanlar oluşturmuştur.
Halk edebiyatı bu yüzyılda Aşık Sipahi, Aşık Ali Aşık Bağdadi Öksüz Ahmet…gibi çok sayıda sanatçı yetiştirmesine rağmen altın çağını yaşayan 16. yüzyılı aşamamış bir bakıma yerinde saymıştır Ancak bu dönemde halk edebiyatı ürünleri sözlü olarak kalmayıp cönk ve mecmualarla yazılarak meraklılarının elinde korunmuştur.
Tasavvuf edebiyatı alanında Erzurumlu İbrahim Hakkı gibi ünlü şair ve matematik alimi yetişmiş Ünlü eseri “MARİFETNAME” yi yazmıştır.
Nesirde sadeleşme bu yüzyılda hızlanmıştır.
MAHALLİLEŞME :
Halk deyimlerini yerli konuları toplumsal yaşamı o güne kadar şiirde kullanılmayan halk deyimlerini söz ve benzetmeleri şiire sokarak Halh dili ve toplumsal yaşamdan uzak olan divan şiirini yerli hayata dönüştürme hareketidir.
Şiirin dilini sadeleştirerek geniş halk kitlelerinin şiiri anlamasını sağlamaya yönelik olarak başlatılan “Türk–i Basit “ hareketinin ilerlemiş şekli de sayılabilir
Böylelikle Nedim divan şiirindeki kalıplaşmış söz ve benzetmeleri değiştirerek bu şiiri tek düzelikten kurtarıp daha somut bir şiir olmasını başlatmıştır.

19. YÜZYIL EDEBİYATI

Bu yüzyıl hem Osmanlı hem de Avrupa’da yaşayan Türkler için zor bir yüzyıl olmuştur.
Asya Kıtasında yaşayan Türkler aralarında birlik sağlayamadıklarından Çarlık Rusya’sının egemenliği altına girdiler; Osmanlı İmparatorluğu ise Rönesansla gelişen batı karşısında gerilemenin sancılarını çekmektedir.
Sanayi ile gelişen Avrupa kendine yeni hammadde pazarı bulma ve yeni sömürgeler oluşturma amacıyla Osmanlı içinde iç karışıklıklar oluşturarak devleti içten çökertme çalışmalarına başlamıştır. Bunun sonucu olarak Osmanlı içindeki azınlıklar isyana başlamış devlet bu durumdan kurtulma arayışına girmiştir
Bu amaçla yeniçeri ocağı yıkılıp “Nizam-i Cedid “ kurulur, halkla iletişim kurma amacıyla ilk resmi gazete olan “ Takvim – i Vakay i” çıkarılır ( 4 Kasım 1931)
Bu dönem edebiyatı 19. yüzyılın ilk yarısı ve ikinci yarısı yanı Batı etkisinde gelişen edebiyat dönemi olmak üzere iki kısma ayrılır.



19 YÜZYILIN İLK YARISINDA TÜRK EDEBİYATI.
Bu yüzyılda divan edebiyatı önemli bir şair yetişmediğinden önce duralama sonra da gerilemeye başlar Yenişehirli Avni, Enderunlu Vasıf, Keçeci zade İzzet Molla ve Leskofçalı Galip gibi kişiler yetişmişseler de Bunlar eskiyi tekrarla kalmış özellikle Nedim’in başlattığı mahallileşme hareketi ile divan şiiri halk şiirine yaklaşmaya başlamıştır .
Halk şiiri alanında Bayburtlu Zihni, Dadaloğlu, Seyrani ve Erzurumlu Emrah gibi kişiler yetişmiş Bunlar da bir önceki yıllardaki ozanları aşamamışlardır .
Halk şiiri ile divan şiiri arasındaki paslaşma bu yüzyılda da sürmüş, halk ozanları örgütlenmeye başlamıştır. Halk ozanları örgütlenmeye başlamıştır.
Nesir alanında da sadeleşme devam etmiş; özellikle tercümeler etkili olmuştur Mütercim Âsım Efendi Füruzabâdi2nin “Kamus’l Muhid” adlı eserini Arapçan Türkçeye çevirerek ün kazanmıştır.

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR